Sezgisel Düşünme Nedir? Gelişimi ve Özellikleri
Sezgisel düşünme, konu ne olursa olsun mantık yürütmenize gerek kalmaksızın bir şekilde edindiğimiz bilgi türüdür. Aklımızda olan ve bizim için belirli merak uyandırıcı belirli cümlelerin sorularına cevap aradığımız da bu konu sürekli karşımıza çıkar. Konu ne olursa olsun farklı bakış açısına sahip olmak için insanlar bu güçlerini kullanmak ister.
Tabi bunun için aslında bir tecrübeye gerek kalmadan belirli araştırmalar ve kaynaklar sayesinde bizde sahip olabiliriz. Bunun için Sezgisel enerjiye sahip olmak gerekir!
belirli durumlarda hissetmiş olduğumuz düşünceler aslında sezgisel oluşumlardır. Örneğin bir kişi ile konuştuğumuz da ona bakarken almış olduğumuz elektrik bile sezgisel enerji ile oluşmaktadır. Bunu keşfetmek aslında birçok olanağa da sahip olmak demektir.
Bunu tam anlamı ile kısa bir cümle ile anlatmamız gerektiğin de düşündüğümüz eylemin seyrini veya bir sorunun cevabını bize söyleyen bir duygu diyebiliriz.
- Bu hislere de “önseziler” veya “önseziler” deriz.
Sezgisel Düşünme geleceğe duyulan merakla birlikte birçok soruya cevap bulabileceğiniz Meditasyon türü olabilir. Bunun için kendinizi özgün hissedebileceğiniz düşüncelere ve merak ettiğiniz sorulara odaklamanız gerekir.
Sezgisel Düşünce İle Geleceği Öğrenmek
Bizim için sezgilerimizden faydalanmak bazen kolay görünebilir. Ancak yapılan araştırmalar durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Geçmişte yapılmış olan ve hala devam eden araştırmalara örnek verecek olursak bugün hala yapay zeka sistemlerinin bile çözemediği birçok faktöre sahiptir.
Kişilerin bakış açısı, hayata olan inancı, geçmişten bugüne gelişme süreci, kariyeri, ve gelece duyduğu merakı. Bunların hepsinin temelinde hiç bir sistemin çözemediği bir aldı olduğunu bilmenizi isterim.
Düşünce içerisinde düşünce oluşması ve bunun sezgisel anlamda büyümesi için beynimizin saniyede milyarlarca veriyi işleyebilmesi gerekir. Ancak beynimiz bu konuda oldukça bilinçsiz olduğu için bu sürecinde farkında olmayabiliriz.
Bu denli bir programa sahip olmak ve kendimizi bu düzeyde geliştirmek için belki de birçok duygu ve düşünceyi aynı anda yaşayabilmemiz gerekir.
Bilincimiz bu durumun aksine sadece sahip olduğu bilgilere ulaşır. Sezgilerimiz sadece “ortaya çıkar” Bu, her ne kadar sözel bir durum olarak görünüyor olsa da bazı zamanlar veriler üzerine bilinçlenmemiz gerekebilir. Bunun için en önemli olan nokta konu ile ilgili yapılan araştırmalar ve edinilen bilgilerdir. Bu sayede edinilmiş olan tecrübe ile bu düşünceye sahip olunabilir.
Sezgisel Düşünce Pratik İle Geliştirilebilir
Yine yapılan araştırmalara göre bu durumun kişinin yaşam yolu boyunca doğuştan değil yaşamış olduğu birikim ve tecrübe ile edindiği görülmüştür. Kişi kendini bu Sezgisel konuda geliştirebilmesi adına çoğu zaman yapmış olduğu araştırmalar da karşısına çıkan ilk konu Elementler ve Tarot oluyor. Bunun nedeni kartların vermiş olduğu cevapların bizden istenilenle örtüşüyor olmasıdır.
Örnek verecek olursak; bir futbolcu ayağı ile vurduğu topun nereye gideceğini sezgileri ile az çok bilebilir. Tabi bu da tecrübesi ile sabit bir durumdur. Daha acemi olan bir oyuncu bu konuda daha az sezgiye sahiptir.
Sezgisel Düşünme Nasıl Gelişir
Sezgi konusun da belirtmiş olduğumuz gibi araştırmaların da bu konuda doğuştan değil, kişinin kendisini geliştirmesi ile ortaya çıkar. Bu konuda ustalaşabilmek için yapılması gereken araştırmaları doğru noktada ve doğru kişi ile yapmaktır.
Bu düşüncenin temelini oluşturan en önemli soru ise Ne Nasıl Sorulur olmuştur. Peki şimdi aklınıza şu geldiğini biliyorum. Bu kadar düşünce yapısı ile oluşan birşeyin neden araştırmaya gerek duyulması gerekiyor? Kişi kendi düşüncesi ve yapısı itibari ile tecrübe edinerek bu konuda usta olamaz mı?
Bu konuyu şu şekilde cevaplandırabiliriz; Hayatımızın her alanında her ne kadar bazı düşünceleri almadığımızı sanıyor olsak da beynimiz hiç bir zaman mola vermez.
Biz konu ile ne kadar alakasız olsak da beynimiz bu bilgileri bizim için depolar ve bu durum da kendimizi geliştirdiğimiz de aslında sezgisel enerjiye sahip olduğumuzu o zaman fark ederiz.
Yapay zekanın baş edemediği ve çözümleyemediği en büyük olaylardan biri de Sezgisel Düşünme Biçimidir. Her ne kadar basit tanımlanıyor olsa da bir insanın üzgün, mutlu ya da duygu yüklü neşeli hali her ne kadar bize basit bir çözümleme gibi geliyor olsa da bu konuda oldukça çaresiz kalabiliyor. Bu konuda ilişki analizi de daha kolay yapılabilir.
Bizim için doğduğumuz dönemden bugüne geldiğimiz süreç içerisinde zaten duygu anlamında yeteri tecrübeye ulaşabiliyoruz. Bu süreçten sonraki geçen süre ise bizim için tecrübe dönemi olarak adlandırılır. Sadece bu süreci bilinçsiz olduğumuz da bilemeyebiliriz. Tabi bunun içinde belirli aşama dönemleri vardır ve bu dönem 4 aşama ile nitelendirilir.
Bu konuda kendinizi keşfetmeye başlamadan önce Limbik sistem konusunu bilmemiz gerekir. Bu beynimizi biraz daha iyi tanımamız da ve belirli işlevler hakkında bilgi sahibi olmamızı da sağlar.
Bilinçsiz Yetersizlik Nedir?
Konu ne olursa olsun çok şey bildiğimiz bir konu hakkında araştırma yapma gereği duymazken aslında o konu hakkında hiç birşey bilmediğimizi ya da çok az şey bildiğimizin farkında olmayız.
Bu da belirli konularda gelişmemizi engellerken diğer konulara geçtiğimiz de bizim için eksik bilgiler ile oluşmuş bir bilgi temeline neden olur. Bu da ilerisi için bilinçsizlik ve belirsizlik ile birlikte belirli dönemler de bizi mutsuz bile edebilir.
Bilinçli Yetersizlik Nedir?
Okuduğumuz ya da araştırmasını yaptığımız konu ne olursa olsun edindiğimiz bilgiler ile aslında ne kadar eksik olduğumuz öğrenir. Bunun için yapılan araştırmalar ve edinilen bilgiler Bilinçli anlamda yetersizlik olarak adlandırılır. Ve araştırma konusu ne olursa olsun kendinizi her yetersiz hissettiğiniz de aslında çok daha kesin ve net bilgiler öğrenebilirsiniz.
Bu konuda da eksik ve yeterli bilgiye sahip olmasak da aslında kendimiz adına çok faydalı bir durum içerisinde olduğumuzu bilmeliyiz. Kendimizi üstün görmek yerine sürekli bilgi edinme çabası içerisinde oluruz. Ayrıca her öğrendiğimiz bilgi bize tecrübe kazandırmış olurken mutluluk hormonlarımızı da hareke geçirir.
Bilinçli Rekabet Başlaması
Artık yeterince araştırma yaptığımızda etrafımızda bulunan insanlar tarafından da fark edilen kişi haline geliriz. Bu durum da faydalı bir birey olma çabası da aslında çok iyi sonuçlar vermiş olur. Bu konuda yapılan araştırmaların da sonuçsuz kalmadığı ve rekabetin çok iyi sonuçlar doğurduğunu öğrenmiş oluruz.
Tabi burada bir faktör daha devreye girer ve yine kendimizi çok iyi bilir kişi olarak tanımamamız gerekir. Kişiler ile edinilen ikili diyaloglar da bize çok faydalı olacak bilgiler sağlayabilir. Bu konuda kesinlikle ön yargılarımız ile değil karşımızda ki kişi kişiliği ve statüsü ne olursa olsun onu dinlemeye bilmeliyiz.
Bilinçsiz Yeterlilik Nedir?
Evet bu son durumda beynimiz artık edinmiş olduğu kaynaklar ile bilgileri içselleştirdi diyebiliriz. Bu konuda artık yorum yapma hakkına sahip olduğunuzu bilmelisiniz. Kişilerin duygu ve düşünceleri ile hareket halinde olduğu bu dönemi arkadaşlarınız ya da etrafınız da bulunan kişilere fikirlerinizi ve tecrübelerinizi sunabilirsiniz.
Gerçek anlamda beynimizin bizim için sakladığı bu bilgiler aslında doğru ve kesin sonuçlar veriyor olsa da bu düşüncenin kesinlikle Sezgisel olduğunu bilmeliyiz.
İlginizi Çekebilir: Evet Hayır
Sezgisel Düşünce Örnekleri
Şimdi sizin için edindiğimiz bazı Sezgisel düşünce örnekleri;
Bir insan bize yalan söylediğinde bunu anlarız. Nedeni, beynimizin “mikro hareketler” adı ile bilinen karşımızda duran kişinin yüz ifadesini analiz ederiz. Kişi kullanmış olduğu ifadeler ile yüz hareketlerini ayrıştıramaz.
Geçmişte yaşamış olduğumuz tecrübelere dayanarak kişilerin duygu ve düşüncelerini analiz ederek onların ne söylediklerini ve ne söylemeye çalıştıklarını anlarız.
Konu müzik ya da spor olduğun da sezgisel düşüncelerimizle birlikte bu konuda çok daha usta olabildiğimiz görülmektedir.